Yönetmenlerin başka tarzda filmler yapmasını seviyorum ben.
Farklı bakış açları derin içeriğe görsellik ve yahut görselliğe derin içerik
kazandırabiliyor. İşte karşımızda bunun harkulede bir örneği. Büyük felaket
filmlerinin büyük yönetmeni Emmerich’den aklımızı karıştıran, tudors ve game of
thrones tadında bir film. O kadar güzel harmanlanmış bir film ki hangi çekici
tarafını anlatmaya başlayayım bilemedim doğrusu. Taht savaşlarımı? Var. Entrikalar
mı? Var. arzular mı? Var. Görsellik mi? Var. Ve en önemlisi aklımızda çok büyük
soru işaretleri bırakan iddialar var filmde.
Her şeyi bir kenara bırakacak olsak bile gelmiş geçmiş en büyük tiyatro
yazarı William Shakespeare
hakkında öğrendiğimiz “gerçekler” filmi çok ama çok cazip hale getiriyor. Film
biter bitmez Shakespeare hakkında
araştırma yapma gereği hissettim. Sağ olsun google hazretleri her işi kolay
kılıyor artık. Hayatının büyük bir bölümü hakkında bilgi yok. Tüccar ve
oyunculuğu biliniyor. Fakat filminde özellikle üstüne gittiği hiç el yazısının
olmaması akılda çok büyük soru işaretleri bırakıyor. Filmde elinde geldiğince
bu soru işaretlerinin üstüne gidip, çok inanılası şeyler fısıldıyor
seyircisinin kulağına.
Oyunculuklar
üstüne konuşmaya gerek yok bile. O kadar büyük filme rağmen oyuncu yönetimini
beğenmediğim Emmerich bu sorunu fazlasıyla aşmış. Ben jonson’u canlandıran
Armesto’nun çok ama çok etkileyici ses tonu dikkatimi çekti. Karayip
korsanlarında İspanyol kralı Ferdinand’ı da canlandıran Armesto’yu bundan sonra
daha sık izleyeceğiz gibi görünüyor.
İyi mekânlar
, iyi oyuncuklar, zekice kurgulanmış bir senaryo… İyi bir film izleyeceksiniz. Şimdiden
iyi seyirler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder